14 Mart 2009 Cumartesi

Kimyasal Denge


 "Mutluluğun resmini çizebilir misin_?" geyiği varıdr hep. Valla ben denedim çizemedim. Çizen olursa görmek isterim. Onun yerine mutluluğun araçlarından biri olan arkadaşlığın grafiğini çizdim ben de. Pek ciddi olmamakla beraber, doğruluğu da ispatlanmamıştır. O yüzden, "yok böyle bişi" diye düşünüyorsanız çok da umrumda değil açıkcası.

 Sol taraftaki(A.D) doğru, arkadaşlık derecesini gösteriyor. Diğeri de yanında yazdığı gibi, süre. Dönüm noktalarını rakamlarla belirttim. Şimdi onları açıklayacağım:

1) Bu durum herkes için değişiyor. O yüzden 2 seçenekli yaptım. Kimi insanları ilk gördüğümüzde kanımız ısınır, kimilerine karşı ise bir önyargıyla bakarız. Kırmızı olan önyargı.

2) Bu kısım, tanışdığımız zamanı gösteriyor. Bir nevi arkadaşlığın başlangıcı. İşte burada hızlı bi sürece girer arkadaşlığımız ve hızla tanışır, kaynaşır, samimiyeti ilerletiriz

3) Zamanla yakınlaşma ivmemiz yavaşlar ve "yavaşlayarak artan ivme" ye geçer iş. Artık daha az yol katederiz. Sayılara dökeyim hatta. Eskiden +10, +10 diye giderken, burdan sonra +3,+2,+2,+1,5 falan diye ilerler. Çünkü artık birbiriniz hakkında bilmediğiniz çok şey kalmamıştır. Kalanlar da öyle bi anda söylenebilecek/farkedilecek şeyler değildir. O yüzden bi yavaşlama olur.

4) Burası samimiyetin ilk doruğur. Çünkü kimileri birazdan göreceğimiz kırılmayı hafif atlatır ve daha sıkı birbirlerine kenetlenir. Bazıları ise ilk ve tek doruktur... 

5) Heh! İşte burası kırılma noktamız burası. Bu olaya neden olan pek çok şey olabilir: yanlış anlama, büyük bi' kavga, 3. bir kişi, araya konulan uzun bir ayrılık(taşınma vs vs) ve saat geç olduğu için şu an aklıma gelmeyen bir sürü şey. Genelde büyümenin getirdiği bi' hezeyandan kaynaklanır. Burada birden bir düşüş yaşanır. Bir soğuma olur. İki farklı seçenek gelir insanın önüne:

a)Taraflardan biri alttan alır/hatasını anlar/araya giren mesafeyi veya engelleri aşar(kafasında en azından)/başkası tarafından barıştırılır vs vs... 

b)Kişiler(en az biri) dik kafalılık yapar/İnceldiği/ yerden kopsun der/artık yorulur ve işin ucunu bırakır/ aslında hata yaptığını anlar vs vs...  

6) Bu "b" seçeneğini seçen kişinin süreci. Artık pek eksikliğini hissetmeye başlamazsınız arkadaşınızın. Bi yerden sonra, bakmışsınız ki, artık sadece merhabalaşan eski iki arkadaş olmuşsunuzdur. Karşılaşmalarınızda da "eski günler nasıldı bea, bi ara bişiler yapalım" geyiği döner. Yaşadım, oradan biliyorum yani.

7) Bu da sevdiğim kişi işte; "a" seçeneğini tercih edenin geleceği böyle oluyor. Her ne kadar 4 numaralı doruk gibi olmasa da durumları, ileride azim ve özveriyle eski seviyesine taşıyabilir işi, hatta eskisinden de yükseklere taşır bu doruğu. Tabi her zaman böyle olmaz. Kimi durumlarda ise, arada yaşananlar unutulmaz ve hiçbir zaman herşey eskisi gibi olamaz. 

 Evet, "Arkadaşlık lan bu, ne saçma şey, bunun da grafiği mi olurmuş" diye düşünebilirsiniz. Fakat benim kafamda buna benzer bir şey var. Manyak mıyım_? Olabilir tabi, aksini iddia etmiyorum. Zaten benim blog'umda da benim saçmalıklarımın olmasından daha doğal bir şey olamaz di mi yani.

Not: Uykum var, o yüzden yazıyı kontrol etmeden yayımlıyorum. Aysu'ya söyledim. O okuyacak ilk kez. Hataları gösterir artık. Yine de hata buluyorsanız tamamen onun suçu. Gidip uyumasın dil ve anlatım dersinde o kadar.

Not2: Hala tırnak yemedim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

le chatelier prensibine göre ortak sınavlarda yüksek not almak -dengedeki sıcaklık etkisi gibi- össdeki puanınızı yükseltiyormuş.benden söylemesi.


Get Music Tracks! Make Your Own!