16 Şubat 2008 Cumartesi

26 Dakika

Yeavuz'un yorum yapmak için başlık açmam konusunda beni sıkıştırması ve All-Star başlayana kadar yapacak işim olmaması nedeniyle yeni gönderi yazıyorum. aslında bu yazı 20 dakika önce yazılmış olacaktı. ama rap üzerine yaptığım ve her zamanki gibi yine iki tarafında ikna olmadığı bir konuşma yüzünden geçikti. zaten tartışmalardaki amaç da farklı görüşlerle ifade zenginliğini zenginleştirmek değil midir.

Yazıma gelecek olursak, ilk kez kafamda bir konu belirlemeden yazıyorum. ilham perisi midir, ne boktur, onu bekliyorum. ( bu şey gerçekten var mı yoksa_? aşağıdaki yazıyı tekrar tekrar silipbaştan başlamam-düzeltmem ve bitirmem 26 dakika sürdü)



Tik-Tak tik-tak... duvarda asılı olan yeşil saatimden gelen bu ses bana bir-iki hafta önceyi hatırlattı. kuzenimde kaldığım gece yatağa yattığımda gelen tek ses buydu. tik-tak... insana sanki zamanın ne kadar hızlı geçtiğini hatırlatı. gerçi daha hayatın avucumuzda tuttuğumuz su misali nasılda akıp gittiği hakkında bir söylevde bulunmak için erken bir yaştayım, ama o tik-tak'lar bana bunu hatırlattı. LGSye geçen hafta girmiş, okula 3 gün önce başlamış, tatil ise dün bitmiş gibi geldi bana.
Birkaç tik-tak'tan sonra aklıma yeni düşünceler geldi. daha önce de söylediğim gibi, yalnız kaldığımızda düşünürüz. bunun çok kötü olduğunu ve insanın en çok sıkıldığı an olduğunu sanıyordum. fakat değilmiş. en kötüsü düşünecek bir şeylerinin olmamasıymış. hayattan bir beklentinin olmaması," ne yaptım ben şimdiye kadar, ileride neler yapacağım, yarın acaba farklı ne olacak, neden böyle böyle yaptım ki, onun yerine şunu yapsam daha iyi olurdu neden o zaman bunu düşünememişim _?" gibi sorular karşısında bi çare cevap aramakmış.
Saatime baktığımda ilk tik-tak'tan sonra 1 saat geçmiş olduğunu farkettim. kendimi farklı şeyler(oyunlar,spor,diziler) düşünerek uyumaya ikna ettim. sabah kalktığımda ise en çok şaşırdığım şey " ulan ne salak şeyleri düşünüp uykusuz kalmışım" demem oldu. fakat hava kararıp saatler yatma vaktine doğru koşarcasına yaklaştığı zaman o ses yine duyuldu; tik-tak...
yine yatmamak için bin bir türlü bahane buldum. gel gör ki yine yattım yatağa. yine aynı sorular, yine aynı sıkkınlık sardı beni. keşke hiç uyumak zorunda olmasaydık diyordum kendi kendime.
Sonra bir şeyi farkettim. bu sorulara neden cevap arıyordum ki_? zaten cevabını bilmiyor muydum_? benim sevdiğim bir söz yok muydu_? neydi o, neydi o_? heh işte bulmuştum. Carpe Diem... bunu bi arkadaşımdan alışkanlık edinmiştim, daha sonraları fazla kullanmamaktan ihtiyacım olduğu zaman aklıma gelmemişti. anlamı "anı yaşa" olan bu söz bütün soruları cevaplamıştı.
Artık o ses bir melodi gibi geliyordu.

tik-tak tik-tak...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Mustafa bence insan hayalleri ve hedefleri ile yaşar. Gelecekten umduklarını bulan insanlar mutlu olurlar. Haa diyeceksin işte çok para isteyip sahip olunca mutlu olanlar var. Ama onlar paranın öyle olduğunu ummuyorlar ki...(Ben Janberk, eskiden burda rumuz kısmı oluyodu ya!)


Get Music Tracks! Make Your Own!