7 Nisan 2009 Salı

Çizmeli Kedi



 "nasıl anlatsam, nerden başlasam..." ,
 demiş MFÖ  "Bodrum Bodrum" şarkısında. Çok da güzel demiş. Onlar Bodrumu güzel anlatmışlar, bakalım ben de istediklerimi anlatabilecek miyim birazdan. Bakalım...
  
  Barrack Hussein Obama ziyaret etti ülkemizi şu geçtiğimiz günlerde. Hani şu, ten rengi farklı diye dünyaya barış getireceği sanılan, o seçilince bizim de seçilmiş sayıldığımız ABD başkanı. Ben işin siyasal dengeler tarafına bakmıyorum. Zaten baksam da anlamam, anlatamam. İzleyip, anladığım kadarıyla bu Obama büyük adam. Çünkü büyük ülkenin büyük başkanı. O bizim abimiz. Eğer KOBÜler(küçük ve orta büyüklükteki ülkeler), abileriyle iyi geçinirse, diğer mahallelerdeki çocuklar onlara sataşmaz, mahalle maçlarında onlara asla ters bişi söylenemez. Eğer kavga çıkarsa.Topunu da al git, bi daha da olsa gelmem der, resti çekeriz. Biliriz ki bizim sırtımızı dayadığımız büyük abimiz var. 

  Çeşitli şirinlikler yaparız abinin gözüne girmek için. Şunu getir der, getiririz; sen çık ben oynayacağım maçta der, çıkarız; Hilmi'ye küfret, Ali'ye yamuk yapma der, peki abi deriz. Sürekli gönlünü hoş tutmaya çalışırız, ne derse yaparız. Bu arada o da bize çikolata verir; koçsun sen, döversin herkesi, büyüyünce bizle gezceksin der. 

  Obama'nın Türkiye ziyaretinde de bunu gördüm. Her türlü şirinliği yaptık. O da bizi kollayacağına, büyük çocuklardan koruyacağını, bizle ileride arkadaş olacağını söyledi. Biz de onun gözüne girmeye çalıştık. Sevimlilik yaptık. Adamın jipindeki lastiklerin modelini bile anahaber bültenlerimizden duyurduk. Abimizi övdük. Tabiri caizse kıçımızı yırttık.

  Ama bi varlık var ki şu dünyada, beni benden aldı...

  Yukarıdaki fotoğrafta yer alan kediden bahsediyorum. Obama ve Erdoğan Ayasofyayı gezerken, sütunların dibinde bi kedi görüyorlar ve okşuyorlar. Düşün artık. Obama lan, bu boru mu!? Okşuyor seni! Obama kadar büyük bi abi olmasa da, kendi sokağında sözü geçen bi çocuk da var. O da seni okşuyor.

  Biz ABD için bu kadar takla atar, imtiyaz verirken, o kedi kılını bile kımıldatmıyor Obama için. Obama seviyor ve gidiyor, kedi istifini bile bozmuyor. 

  Bir kez daha insanların hayvanlar karşısında ne kadar aciz olduğunu farkettim. Sadece kendin için yaşamaktan daha özgür ve insanı mutlu kılan birşey olabilir mi acaba_? Bi de şu kediye nankör derler. Halt etmişler. Bence o kedileri çekemeyen insanların iftirası. Kıskanıyorlar çünkü kedi gibi yaşamayı.

  Eh işte insanlağın 2 önemli cezasından biri bu. "Sosyal olma gereği". Bir diğer ceza ise, "Düşünmek". Düşünmenin nesi ceza derseniz, ne kadar gelişirsek gelişelim, asla ağaç kavuğunda cevizini kemiren bi sincap kadar mutlu olamayacağımızı, çünkü düşünmek zorunda olduğumuzu söylerim. Düşünme konusu da çok uzun mesele vesselam. Sonra değiniriz.
 


  


Get Music Tracks! Make Your Own!