29 Ocak 2008 Salı

Mutluluk

Hayır, size geçen gün Kanald'de gösterilen, baş rolünde Özgü Namal'ın oynadığı ve bilmem kaç tane ödül alan filmden bahsetmeyeceğim.

Mutlu muyuz_? Bu sorunun cevabını herkes "evet" olarak vermek ister. Aslında bütün hayatımızı bu soruya evet diyebilmek için harcarız. Arkadaşlarımızla vakit geçiriyoruz, sınavlardan iyi notlar almak için çalışıyoruz, iyi bir üniversite için çalışıyoruz, mesleğimizde ilerlemek için çalışacağız, evleneceğiz, çoluk çocuğa karışacağız... bunların ortak amacı da mutlu olmak yani "evet" diyebilmek için.

Peki mutlu muyuz_? Genelde herkes buna evet diye karşılık verir. Ama gerçekten hangimiz mutluyuz. Düşündünüz mü hiç neden yanlızken, yapacak bir şeyimiz yokken gülmeyiz_? Gülmekten kastım kahkaha atmak değil. Sadece tebessüm. Arkadaşlarımızla güzel vakit geçirirken, hayatımızda hoş gelişmeler olurken, eğlenirken ve daha bir çok şey karşısında gülümseriz. Bu yüzden de kendimizi mutlu olarak varsayarız.

Peki mutlu değil miyiz_? Çoğumuz değil. Nedeni ise sürekli somurtmamız. Evet, somurtmamız. Yalnız değilken ve aklımız sürekli başka işlerle meşgulken gülümseriz. Bunun sebebi ise hiç düşünmek zorunda kalmayaşımız. Neden otobüste, yolda, ya da herhangi başka bir yerde gördüğümüz insanlar yalnızken gülümsemez_? Çünkü düşüncelerini yönlendirecekleri bir şey yoktur. Kendi vicdanlarıyla başbaşa kalmışlardır. geçmişteki hatalarını, pişmanlıklarını, ulaşamayacakları hayallerini, üzerlerindeki baskıları, yapmaları gereken yükümlülükleri, başlarına gelen olumsuzlukları, çaresizliklerini düşünürler. Düşünürler ve mutsuz olurlar. Bu yüzden insanlar mutlu değildir.

Gülümsemelerimizin bir çoğu sahte bir mutluluktan kaynaklanıyor. Sadece hüzünlerimizi unuttuğumuz, aklımızın başka şeylerle meşgul olduğu zamanlarda gülümsüyoruz ve kendimizi mutlu zannediyoruz.

Peki mutlu insan yok mudur_? Elbette vardır. Yaptıklarından pişmanlık duymayan, hatalarını telafi etmiş, hayatını hep kendi istekleri doğrultusunda ilerleten, baskı ve yorgunlukla başa çıkabilecek, başına gelen her türlü olumsuzluğu yenebilecek donanıma ve kişiliğe sahip olan insan mutludur.

Yolda veya otobüste gülümseyen birini görürseniz yadırgamayın. bilin ki o kişi "mutlu musun_?" soruna gönül rahatlığıyla "evet" diyebileceği için gülümsüyor.

Sizin de "evet" hayatın her döneminde evet demeniz dileğiyle yazımı bitiriyorum.

-bu yazıda da çok fazla imla hatası olur, yakın zamanda düzelteceğim

25 Ocak 2008 Cuma

Tatil

( bu satırları kotamın son kırıntılarıyla yazıyorum)
Bir aya yakındır bir şey yazmamışım bloga. bu da son bir ayımın nasıl geçtiği hakkında epey ipucu veriyor aslında. deli gibi bir sınavdan diğerine koştururken unutmuşum blogu.

Bu yazıyı yazmamda arkadaşımın " blog açmışsın 5 aydır bir şey yazmıyorsun aq" cümlesi baya etkili oldu. ayrıca farkettim ki yılın ilk yazısı da oluyor bu aynı zamanda.

Yılın ilk yazısını karnelerden-dolayısıyla tatilden- önce yazmamın bir işaret olduğunu düşünüyorum. "nasıl bir işaret_?" diye soracak olursanız onu bilmiyorum.

Belki de işaretin vermek istediği ileti (mesaj değil, türkçesi varken ne hacet, ingilizcesine)
bu yazıyı okuyup tatilinizi buradan kazandığınız yeni farkındalıklakla şekillendirmenizdir(hassiktir! dediğiniz duyar gibi oldum).

Herkes gibi ben de tatil için sürüyle plan yapmıştım. ama tatil yaklaştıkça bu planların bir çoğu başka bir tatil olan, daha doğrusu tatillerin anası kabul edilen yaz tatiline sarktı. oradan da eylüle....-kestim- neyse çok uzadı.

Tatil bildiğiniz üzere 15 gün( aaaa! dediğinizi duyar gibi oldum). bunu en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. eğer psikopat veya inekseniz( gerçi birbirine yakın kavramlar) size 2. dönem konularını çalışmanızı, dönem ödevlerinizi yapmanızı, öss için sorular çözüp beyninizi patlatmanızı ve okul için gerekli olan dinlenmeyi gerçekleştiremediğiniz için 2. dönemde ortalıkta zombi gibi gezmenizi önerebilirim.

Bu yazıyı okuyan hiç kimsenin ilk tavsiyeye uyacağını sanmıyorum. zaten öyle olsalar şu anda test çözüyor olurlardı.

Asıl önerim ise okul varken vakit bulup da yapamadığınız şeyler için zaman harcamanız. bu yüzden önce plan yapmalısınız. öncelik sırası belirleyip neyi ne zaman yapacağınızı tahmin etmelisiniz. mesela haftada 2 gün gitara giderim, hafta sonları arkadaşlarla buluşurum, şu şu şu kitapları okur, bu bu bu oyunları oynar, o o o dizileri indirir izler, o bu şu .... gibisinden bir şey yararlı olur gibime geliyor.

Eğer programınız olmazsa daha neyi yapacağınıza karar vermeden tatilin bittiğini ve bir pazar gecesinde msn başında pörtlek gözlerle yanıp sönen turuncu ışıklara baktığınızı farkedersiniz. program derken; saat 14.00-15.00 arası bunu yapmalıyım, pazar saat 12.00-15.00 arası arkadaşlarla sinema da olmalıyım gibisinde bir şeyleri kastetmiyorum.

Zaman kısa 15 gün, Spor Servisi(ntvde haftaiçi hergün saat 23.30da. burcu esmersoy sunuyor) gibi göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor.

İyi tatiller, sıkılırsanız bloga bir bakın derim. belki okumaya değer bir şeyler çıkar.

şefin( ne alaka dediğinizi duyar gibiyim) tatil önerileri;
- müzik indirmek isteyennler için; rock/metal dinliyorsanız Uriah Heep ve helloween , eğer dinlemiyorsanız camdan atlayın zaten(sadece latife yaptımi, salak saçma yorum yapmayınız)
- film izlemek isteyenler; the Prestige(çağrı anlatcam ben sana onu merak etme), iskelet anahtar
- dizi isteyenlere; FullMetal Alchemist(kendisi anime olur ve 50 bölümdür)
- kitap; Gediksavaşları Efsanesi
- hobi; resim veya gitar kursu

Not: Bu arada söylemeden geçemeyeceğim; +18 filmlere " gireriz abi baksana 18 göstermiyor muyuz_?" gazıyla gitmeyin. kapıda kalınca çok fena içinizde patlıyor.

(çok fazla bir şeyler "duyar gibi oldum". bi sorun var yamulmuyorsam)

-epey bir yazım hatası var , bi ara düzelteceğim.


Get Music Tracks! Make Your Own!